Bilmem farkında mısınız? Rahmetli Kemal Sunal filmlerine benzer bir hikâyeye dönüştü Silivri Sporun şampiyonluk hikâyesi…
Şampiyon olduk ama şehrin namusu da gitti algısı yayılmaya başladı güzel şehrimde! Herkes yazdı, kimimiz yan oldu. Kimimiz yandan bir…
Biz de senaryoya dokunalım istedik… Kızımız mazbut ama biz, yine de mahalleliyi uyandıralım istedik.
Çok değil geçen yıla dönelim!
Herkese soruyorum! Sayın Kalko’dan, Sayın Duru’ya kadar… Gelen, giden hatta istifa ettirilen yönetime kadar! Şimdilerde, şehrin namusu muamelesi yapılan Silivri Spor Kulübü geçen yılın sonunda şehrin üzerinde bir kambur gibi gösterilip, haraç mezat satılmaya, pazarlıklar yapılmaya satıştan da komisyon çıkarılmaya çalışılmadı mı?Ses kayıtlarını bile dinledik…
FBM Balçova Yaşam spora satılmak istenirken;Silivri spora kelepir muamelesi yapanlar kimlerdi?
Şehrin üzerindeki eller, el çabukluğu ile oldubittiye getirip, ince hesaplar peşinde değiller miydi?
Şimdi soruyorum! O gün Silivri’nin iffeti yok muydu? Neredeydi bu namus bekçileri?
Ümit Kalko, Silivri Spor Kulübünün satış arzında kaçıncı sırada idi? Kendisinin böyle bir talebi olmuş mudur? Yoksa, gel al şu kulübü mü denmiştir! Tek aday olarak girdiği başkanlık seçimine esnafın desteği olmuş mudur?
Şimdi, Kalko dönemine kadar hiç kaos görmeyen aylarca “Sahibinden acil satılık” muamelesi gören Silivri spora kayıtsız kalan Sayın Duru, “Kaosa kayıtsız kalmadım” diyerek aday olma gerekçelerini sıralayıvermiş… Duru gibi bir tecrübeyi bu sözler asla ifade etmez. Zoraki cümleler sırıtmaz, kahkaha atar Sayın Duru…
Sayın Kalko, bir siyaset acemisidir. Oturduğu koltuğun bir emanet olduğunu algılayamamış olması da ayrı bir durumdur. Sayın Süleyman Demirel’in,Rahmetli Turgut Özal için söylediği bir sözü gelir aklıma,“biz onu ocakçı yaptık, o kahveyi sahiplenmeye kalktı” demişti. Sayın Kalko, anlamsız bir “güven” terapisi yaşamış görünüyor. Bu öz güvenden mi, yoksa vaadedilen güvenden mi kaynaklandı bunu, kendisinden başka kimse bilemez. Ne yapması gerektiği, nasıl yapması gerektiği konusu kendi tasarrufundadır. Şu anda şehrin üzerindeki eller tarafından “hedefteki adam” profiline oturtulmuştur. “Kaos” adı siyasi gelecek endişesidir. Bunu da Silivri’de insanların gözüne gözüne sokarak yaptılar. Öyle ki endişenin telaşı, son maça kadar istifa çağrılarında çınlıyordu. Niyet belli iken “Silivri sahipsiz değildir” sözleri ile Silivri halkı ajite edilmesin.
Bugün, Ümit Kalko ismi CHP’den çok Ak Partililere endişe vermektedir. Bu yüzden, arka bahçesini sağlam tutması, duvarlarını sağlam örmesi gerektiğini bilmesi lazım. Şu an, elinde sadece “mazlumu oynamak” kartı kalmıştır. Tek kartla oyun çıkabilir mi? Bilemeyiz, ama Ümit Kalko’ya açılan savaş Ortadoğu’nun savaşına benziyor. Bütün herkes savaşın içinde ama tek suçlu Suriye misali… Herkes Demokrasi götürmeye kalktı…
Ve bir şehrin şampiyonluğu güme gitti…